02 Kasım 2009

ŞOK'un ARDINDAN-2






3-ÇALIŞANLAR ile ŞEFFAF OLUN

Bu dönemde çalışanların daha fazla işi ve geleceği hakkında endişe duyması son derece normal. Hem çalışanların düşüncelerini, ihtiyaçlarını, şirket içi fısıltı gazetesini ilk elden duymak hem de özellikle üst yönetimden gelen fakat her çalışanın farklı farklı yorumladığı mesajları netleştirmek için siz onlara gidin. İnformal buluşmalar ile şirketinizin mevcut durumunu tartışın, sorular sorun, cevaplar verin. Mümkün olduğunca daha fazla görünür ve ulaşılabilir olun.
Görünür performans tabloları yayınlayarak şirketin genel durumunu gösterin. Örneğin verilen teklif/satışa dönüşme oranı, yapılan tasarruf miktarı, bulunan yeni iş fikirleri v.b.

Mevcut kültürü desteklemek veya bir kültür değişimi yapmak istiyorsanız Ya değiştirin yada olduğu gibi bırakın ve mutlaka çalışanların sürece katılımını destekleyin. Çoğu kültür değişimi girişimleri yarım yamalak hayata geçirilmeleri veya işler biraz iyiye gidince unutulup gözardı edildikleri için başarısız olurlar. Şirket içinde ikna gücü yüksek ve işlerin nasıl yürüdüğünü bilen kişileri saptayın (yürümesi gerektiği gibi değil gerçek halini) ve bu kişiler etrafında proje ekiplerini oluşturun (Gönüllülerin DEĞİL). Bu kişiler departmanlarındaki kişileri etkileyerek değişimi yayarlar ve benimsetirler. Kötü karakterleri fırsat varken temizleyin.

Başarılı çalışanlarınızı desteklediğinizi belli edin. Her zaman maaş artışı veya terfi veremeyebilirsiniz fakat hareket ettirebilirsiniz. Yeni sorumluluklar, zor problemleri çözmek için teşvik edilmek, çarpraz fonksiyonlarda deneyim kazanmak ve ek sorumluluklar onları motive edecektir.

Çalışanlarınızı eğitmekten vazgeçmeyin, Mc Kinsey'in anketine göre yöneticilerin sadece %45 i kriz için yeterli becerilere ve bilgilere sahip olduğunu düşünüyor. Bu dönemde özellikle üst yönetim ve çalışanların farklı becerilerini geliştirecek eğitimlere önem verin.

4- VERİMLİLİK:

Ekonomik Şok zamanlarında azalan talep nedeniyle genellikle sadece gelirleri arttırarak kar etmek oldukça zordur. Karlılığı korumak için firmalar maliyet kesintisi ve operasyonel verimliliğe daha fazla odaklanırlar. Bazı firmalar gerçekten bu konuda hızlı hareket etmede usta olsalarda bu çabaların bir çoğu yapısal olarak firmanın işleyiş biçimini veya çalışanların genel düşünce yapısını değiştirmediğinden marjinal ve kısa-ömürlü kalmakta. Ve bu konuda odak kaybolduğu anda eski ihtişamıyla geri dönmektedirler. ( Bain& CO nun son araştırmasına göre %40’ı çok başarısız.)

Bu yüzden firmalar kısa zamanlı maliyet kesintileri yerine uzun süreli adımları hazır bu konuda bir zaman , olanak çıkmışken işleyiş şekillerini tekrar gözden geçirerek ve düşünerek atabilirler.

Hızlı eyleme geçin ve gereksiz, kar etmeyen iş alanlarından çıkın. Her bölümden eşit kesinti yapmayın. Müşterilerin vazgeçmeyeceği hizmetlere dokunmayın. Eleman çıkarmak zorunlu olabilir ama en yetenekli olanları kaybetmeyin , destekleyin ve yetenekleri aramaktan vazgeçmeyin. Verimlilikle ilgili fikirleri destekleyin ve fikirlere açık olun. İnsanları maliyet kontrolü için zorlamak yerine motive edin.
Bir verimlilik projesine başlamak şu üç soruyu sormak oldukça yararlı.

1- Ne yapıyoruz? Kritik business önceliklerimiz, hedefler ve paylaşımı, ürünler ve servislerimiz, müşterilerimiz.

2- Nerede ve nasıl yapıyoruz? Business ve organizasyonel yapıyı tekrar düşünmek, outsource edilebilecek hizmetler, ortak hizmet merkezlerini geliştirmek-arttırmak, merkezi yapıyı denetleyiciden destekleyiciye dönüştürmek.

3- Ne kadar iyi yapıyoruz? Fırsatlar, operasyonel destekler, outsourcing planlaması, eksik yetenekler, eksik beceriler, tekrar işlemler.


5- GELECEĞE İNANCINIZI KAYBETMEYİN !!!

Bu kadar maliyet düşürme konuşulurken insanlar yeni yatırım fırsatları ve kazanç olanaklarını kovalamakta çekimser olabilirler. Müşteri Talepleri azalsa da tamamen yok olmayacak. Bütün Ar-ge çalışmalarını, projeleri ve inovasyon çabalarını rafa kaldırmak yerine mevcutlar içinde en yararlı olabilecekleri belirleyerek, bu projelerin üzerinde daha hızlı ve odaklı bir şekilde çalışmaktan yılmayın. Nihai ürünün ortaya çıkması için ek kaynağa bile ihtiyaç olsa en azından bütün zaman alıcı ön çalışmaları bitirmiş olursunuz.

Göreviniz eğer kabul ederseniz umutsuzluğa kapılmadan, yılmadan direnmek ve çözüm üretmek. Mutlu ve güzel yarınlara...

28 Ekim 2009

ŞOK'un ARDINDAN-1







Bir çok şirket,yönetici, çalışan zor dönemlerden geçiyor.


Gün geçmiyor ki; kriz bitti mi? Ne zaman biter, bizi etkiler mi etkilemez mi? tartışmaları , şu şirket şöyle sarsıldı, talep şu kadar düştü haberleri manşetleri süslemesin.


Bir yönetici olarak siz kendi şirketinizde Şok'un etkisini azaltmak için ne yapabilirsiniz? McKinsey tarafından Dünya çapında binin üstünde yönetici ile yapılan araştırmada katılanların %80'i şirketlerinin bu krizden kötü etkilendiğini söylüyor. Üstelik araştırmaya katılanların sadece %40'ı ki burada gerçekten büyük şirketlerin yöneticilerinden bahsediyoruz krize hazır olduğunu ve mevcut beceri ve bilgilerinin yeterli olduğunu düşünüyor.


22 Ekim 2009 da gerçekleşen toplantımızda paylaştığım ŞOK'un Ardından Yöneticinin Yol Haritasında bulunması gereken 5 madde ile ilgili sunumundan bazı notları sizlerle paylaşıyorum, umarım yararlı olur.

1-GERÇEKLERLE YÜZLEŞ:


Aslında ekonomik durgunluklar varolan zorlukları ivmelendirir. Zaten her sektörde müşteri kıtlığı, yoğun rekabet, büyüyememe, karsızlık, hızlı taklit ürünler, artan ve gittikçe etkinliği azalan tanıtım çabaları sözkonusuydu. Bu dönem bu gerçeklerin daha büyük baskı ile karşımıza çıkması aslında. Bu gerçekleri kabullenmemek, hala eski tarz şirket yönetmek ve herşey için kötü ekonomiyi suçlamak ölümcül bir yanlış olabilir.


Böyle bir durumda çalışanlarınızın da kaderci yaklaşımları ve herşeyin firmanızın aleyhine ve kontrolü dışında geliştiğini düşünmeleri uzak bir ihtimal değil. Bu tür yaklaşım çalışanlarınızın endişe seviyelerini arttıracak ve en ufak bir problemi bile çözmedeki dikkatlerini dağıtacaktır.


2- STRATEJİYİ MERKEZE KOYUN:

Eski tarz stratejik planlama ritülleri 3-5 yıllık planlar yerine daha esnek kısa süreli planları yapmak öncelikli. Üç temel konuda mutlaka şirketinizin stratejisi belli olmalı: Verimlilik, Yeni Nakit Yaratmak ve Likit Kalmak.


Nakit kalmak birinci öncelik artık günlük, haftalık olarak nakit durumunuzu takip etmek , hatta bizzat alacak takibinin daha fazla içinde olmak gerekli.

Bu dönem bazı verimlilik fırsatlarını beraberinde getiriyor yavaş kalanlardan, karar alamayanlardan, bazı müşterilerden, bazı ürünlerden, sabit maliyetlerden kurtulmanın tam sırası.

Yeni pazarlar, müşteriler yaratmak gitgide müşteri deneyimi yaratmak ile eşdeğer hale geliyor. Bu deneyimi yaratmak ancak ve ancak koltuklardan kalkıp müşteri ile daha fazla vakit geçirmekle ilgili. Özellikle üst yönetimin müşteri ile temasını, iletişimi arttırması, trendleri yakalaması ve daha fazla rol alması gerekiyor.

Devamında ...Şeffaflık, verimlilik ve gelecek umutları..... önümüzdeki hafta görüşmek üzere


SERKAN TOP